Land Rover Defender model araba

KEMALİYE KARANLIK KANYON’DAN FIRAT NEHRİ’NİN ÇETİN SULARINA

Macerasever ekibinden Orkun ve Cüneyt’in sıradaki heyecan verici rotası; 1800’lü yıllarda bölge halkının ellerinde kazma ve küreklerle dağı 132 yıl delerek 8 kilometrelik yol açtığı, nefes kesici manzarası ve taş yoluyla Kemaliye, Karanlık Kanyon ve Fırat Nehri…


Dar ve virajlı yollardan, ucu bucağı görünmeyen tünellerden Defender ile geçerek seyahatine devam eden ikilinin yol haritası ise şu şekilde:


Defender ile Kemaliye’nin sarp kayalıklı taş yolundan geçmek,


- Mezopotamya uygarlıklarının can suyu olan Fırat Nehri’nde kanoyla yolculuğa çıkmak.


Karasu Çayı'nın Tuzlu Çayı ile birleşmesiyle oluşan ülkemizin can damarlarından biri olan Fırat Nehri, Erzincan’ın Aykurt ilçesinden doğar. Tunceli, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman ve Gaziantep’ten geçen nehir, Suriye sınırından devam eder.


Güneybatı Asya’nın en uzun nehri olma unvanını taşıyan Fırat Nehri, eski uygarlıklardan bugüne kadar önemini koruyor.



Land Rover Defender model araba


Macerasever ikili, oyulan duvarlar ve çatlayan kayalar arasından, bir aracın geçmekte zorlanacağı yollarda ilerlemeye devam etti. Gündüz olmasına rağmen gökyüzüne doğru uzanan dağ, yolun aydınlığını engelliyordu. Bu nedenle Defender’ın farları otomatik açıldı.


Cüneyt: ‘’37 tane tünel kaldı… Daha şimdiden manzara böyleyse, sonrasında ne olacak merak ediyorum.’’


Orkun: ‘’Bu nasıl bir görüntü?’’


Cüneyt: ‘’Sol tarafı görüyor musun?’’


Orkun: ‘’Görüyorum ama inanamıyorum. Gözüm yetmiyor tamamını görmeye…’’


Karanlık tünele girerek yolculuklarına devam eden Macerasever ekibi, heyecan ve şaşkınlıklarını gizleyemiyordu.


Orkun: ‘’Yalnız, yükseklik korkusu olan insanların buraya gelmeden önce bir daha düşünmesi iyi olur. Normalde uçurum kenarında koşabilen biriyim ancak şu an tedirgin oluyorum. Kalbimin atış hızı normalden fazla…’’ 


Defender model araba


Her iki tarafı yer yer 400-500 metrelik sarp kayalık yamaçlardan oluşan yol, çok sayıda keskin viraj ve uçurumlarıyla birlikte dikkatli olunması gereken bir yoldu. Defender ile bu yolda seyahat ederken her an dikkati elden bırakmamak gerekiyordu. Doğal oluşumlarıyla, barındırdığı tarihsel derinlikle, yaşam kültürü ve mimarisiyle Kemaliye; Orkun ve Cüneyt’i büyülüyordu.


Maceraya çıkmadan önce tehlikeli yol kategorisi oluşturmak güvenliğiniz için çok önemlidir.


- Yolların durumu (Asfalt/toprak)
- Hava durumu

- Viraj

- Yamaç

- Yol genişliği

- Yükseklik


Zorlu ama bir o kadar heyecanlı Kemaliye Karanlık Kanyon rotasını tamamlayan ikili, bir sonraki rotası olan Fırat Nehri'ne doğru yola koyuldu.


Fırat Nehrine Yolculuk


Türkiye’nin birçok yerinde kürek çeken Macerasever ekibi, Fırat Nehri’nde kanoya bineceği için çok heyecanlıydı.


Orkun: ‘’Böyle bir zamanda, kışın tam ortasında, Fırat Nehri’nde suya girecek olmamıza ne diyorsun Cüneyt? Senin için de benim için de bir ilk…’’

Cüneyt: ‘’Fırat Nehri çok özel bir yer. Bizim için de özel bir deneyim olacak. Şu anda su seviyesi az. Bu bizim için iyi çünkü kanomuz bir nehir kanosu değil.’’


Orkun: ‘’Tüm dünyanın bildiği Fırat ve Dicle Nehirleri, arkana baktığında sadece sıradan bir akarsu gibi görünüyor. Bu da aslında susuzluğun işareti… Genel bir su sorunu var.’’


Hava 2 derecedeydi ve Fırat Nehri’nin suları, havadan daha da soğuktu. Kar örtüsünün içerisinde akan bir suya girmek riskliydi.


Orkun ve Cüneyt, suya düşmemek için ellerinden gelen gayreti gösterecek ve güvenliği ön planda tutacaktı. Güvenlik amacıyla Macerasever ekibi kasklarını taktı; kanoyu tren yolundan çekerek nehre yaklaştırdı ve maceraya başladı.


Fırat Nehri


Orkun: ‘’Cüneyt şu an resmi olarak Fırat’tayız.’’


Çağlayanların arasında zorlu kano yolculuğuna devam eden Orkun ve Cüneyt, soğuk havaya göğüs geriyor ve kürek çekiyordu. Macerasever ekibi, Fırat Nehri’nde sağdan mı yoksa soldan mı rahat gidebileceklerine karar vermekte zorlanıyordu. Cüneyt, sağ tarafın sığ olduğunu ve en derin yerden gitmeleri gerektiğini söylerken; Orkun, sol tarafın çağladığı ve sağın daha düz aktığı kanaatindeydi. Bu noktada risk almamak adına karaya çıkan Macerasever ekibi, çağlayanı ve nereden gitmeleri gerektiğini analiz ediyordu.


Cüneyt: ‘’Bu noktada bizim çok doğru bir analiz yapmamız lazım.’’


Orkun: ‘’Senin dediğin yer, akıntının en çok olduğu yer farkında mısın?’’


Cüneyt: ‘Tek bir yer geçebileceğimiz, o da orası…’’


Orkun: ‘’Ya da karadan gideceğiz…’’


Cüneyt: ‘’Kanomuzun boyundan ziyade altındaki şekli önemli. V şeklinde kanomuz. Akarsuya çok ters bir şekil bu. Burası 2 buçuk derecelik bir çağlayan olduğu için büyük ihtimal bizi devirecek.’’


Orkun: ‘’O noktadan buraya baktığımızda ilerisi bu kadar kötü görünmüyordu. Yanına gelince çok daha sert olduğunu anladık.’’


Nehrin ortasındaki büyük kayalık ve sert çağlayan nedeniyle devrilme riskini almayan Macerasever ekibi, tehlikenin azaldığı yere kadar kanoyu karadan yürütmeye karar verdi. Soğukta, az olmayan bir mesafede yürüyecek olan Orkun ve Cüneyt, analiz yapmanın önemini bir kez daha anlamıştı.


Tehlikenin az da olsa geçtiği yerden tekrar kano yolculuğuna başlayan Orkun ve Cüneyt, kanonun altının kayalıklara sürttüğünü hissetse de büyük bir kuvvetle kürek çekmeye devam ediyordu.


Nehir soğuk ve çetindi; Orkun ve Cüneyt manzaranın ve adrenalinin keyfini çıkarıyordu. Çünkü Fırat Nehri’nde kano sürmek, müthiş bir deneyimdi.


İleride bir çağlayan daha gören Macerasever ekibinin iki seçeneği vardı; ya küçük adanın yanındaki kanaldan usulca gideceklerdi ya da çağlayanın içinden...


Orkun ve Cüneyt, durmadan kürek çekerek bu çağlayanı atlatmaya karar verdi ve ikinci yolu seçti. Cüneyt dümende olacak ve Orkun durmadan kürek çekecekti; böylece momentum bozulmayacak ve devrilmeyeceklerdi. Planda hemfikir olan Macerasever ekibi, çağlayana doğru ilerlemeye başladı.



Fırat Nehri



Çağlayana doğru seri bir şekilde kürek çeken Macerasever ekibi, kanonun seviyesine gelen buz gibi soğuk suyla ıslanıyordu. Hem soğukla hem de sert çağlayanla mücadelesine devam eden Orkun ve Cüneyt’in korkusu, yüzlerinden okunuyordu.




Orkun: ‘’İçeriye su giriyor…’’




Cüneyt: ‘’Devam.’’




Orkun: ‘’Su çok soğuk içeriye giriyor…’’




Cüneyt: ‘’Ne olursa olsun kürek çekmeyi bırakma.’’




Heyecan verici dakikalar yaşayan Orkun ve Cüneyt, çağlayana karşı devrilmemeyi başardı.




Güneybatı Asya’nın en uzun nehri olma unvanını taşıyan Fırat Nehri, birçok medeniyete de ev sahipliği yaptı.




- Göbeklitepe, Fırat’ın kıyısında hayat buldu.

- İlk tarım uygulamaları Fırat’ın yakınlarında gerçekleşti.

- Sümerler ilk uygarlıklarını Fırat ve Dicle arasında şekillendirdi.

- Yazı, Fırat'ta kil tabletlere kazıldı.




Kanoyu karaya çıkaran Orkun ve Cüneyt, nerede olduklarını bilmiyordu. Kanoyu tepeye doğru çekerek karlar arasında tırmanan Macerasever ekibinin işi zordu çünkü yerler çamurdu ve kayıyordu. Birkaç kez kayma tehlikesi atlatan Orkun ve Cüneyt, ağacın dallarına tutunarak ayakta durmaya çalışıyordu.




Cüneyt: ‘’Çok hızlı olmamız lazım, hava kararıyor…’’




Kanoyu tepeye çıkaran Macerasever ekibi, manzara karşısında çok şaşırdı. Çünkü gidebileceklerini düşündükleri çağlayan, ileride çok daha fazla şiddetleniyor; devrilmeme ihtimalini ortadan kaldırıyordu. Karanlık gitgide çöküyor ve soğuk hava tesirini artırıyordu. Tekrar nehre inen ve maceraya devam eden Orkun ve Cüneyt, kendilerini bekleyen tehlikeden habersizdi. Önlerinde beliren çağlayana doğru konumlanan ve ortadan gitmeye karar veren Macerasever ekibi, kanonun seviyesine gelen soğuk suyla irkildi. Adrenalini doruklara kadar yaşayan Macerasever ekibi kanoyu, nehrin içindeki bir adaya sabitledi ve ayağa kalkarak büyük bir mutlulukla haykırdı.





Dik yamaçlardan çetin sulara doğru yola çıktıkları macera, muhteşem bir deneyim ile tamamlandı. 


BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

ZİRVEDEN BATAKLIĞA MACERA DOLU BİR YOLCULUK

ZİRVEDEN BATAKLIĞA MACERA DOLU BİR YOLCULUK

Macerasever ekibinden Orkun ve Cüneyt’in sıradaki heyecan verici rotası; 3 buçuk milyon yıl önce yaşanan bir volkanik patlama sonucu oluşan ve iklimsel olaylar sonrasında aşınarak son halini alan Kapadokya.
TEK BAŞINA DERİNLERDE

TEK BAŞINA DERİNLERDE

Türkiye’nin bilinmedik yerlerini keşfetmeyi bir tutku haline getiren Orkun Olgar, bu kez yeni macerası için tek başına yola çıkmıştı. Hedef olarak Kastamonu’da bulunan ve henüz adı bile konmamış, kimselerin ayak basmadığı bilinmez bir mağarayı seçmişti.
GÖKÇEADA - “EN”LERİN ADASI

GÖKÇEADA - “EN”LERİN ADASI

“Eğer bir maceracıysan, yolun nereye gittiği veya yolun nerede bittiği ile ilgilenmezsin. Sadece gitmeye devam edersin.”